TEKNİK DETAYLAR
Bu projede gerçekleştirilecek çalışmalara; öncelikle sistemin modelini ve örnek bir test alanını
bilgisayar ortamında gerçeklemekle ve tekerlekli sandalye için gerekli yarı-otonom algortimanın bu
simülasyon ortamında geliştirilmesiyle başlanmıştır (Şekil 1 ). Simülasyon ortamında kullanıcıdan
geleceğini varsaydığımız sürüş komutları, gerçek uygulamada olması beklendiği gibi gürültülü ve
kısmen hatalı olarak modele iletildiği için öncelikle bu hatalı komutların tekerlekli sandalyenin hareket
modeline ne gibi etkileri olduğu gözlenecek, sonrasında gözlemlenen sonuçları iyileştirmek için FGM
(Sezer ve Gökaşan, 2012a) tabanlı bir lokal planlayıcı modele entegre edilecek ve sonuçlar tekrar
gözlemlenecektir. Projede lokal planlayıcının geliştirilmesi esnasında ilk denemeler simülasyon
ortamında gerçekleştirilecek daha sonra gerçek sistem üzerine geçilecektir (Şekil-2 ).
Projenin diğer safhasında ise deneysel çalışmalar yer almaktadır. Deneysel çalışmaların ilk
aşamasında ise, kafa hareketlerinin x-y-z eksenlerindeki dönme açılarını ölçebilen (Şekil-3) UM-7
sensörü yardımıyla alınan veriler, sürüş komutlarının anlamlandırılması için tasarlanan mimik tanıma
algoritmasından geçirilmek üzere bilgisayara gönderilecektir.

Şekil-3’de gösterilen UM-7 sens.rü oldukça kü.ük boyutlara sahiptir ve içerisinde yer alan
ivme ölçer, cayro ve magnetometre sensörlerinden aldığı verileri Kalman filtresiyle birleştirerek her
eksene ait açı bilgisini doğru olarak vermeye çalışmaktadır. Sensör statik durumda +/- 2 derece dinamik
durumda +/- 4 derece hata yapabildiği için, kullanıcı kafasını mükemmel olarak hareket ettirse bile
doğru .l.üm alınamadığından tekerlekli sandalye bundan k.tü etkilenmektedir. Tasarım sürecinde olan
yarı-otonom sistem bu gibi durumlarda oldukça önem kazanmaktadır. Yönelim sens.rü, kullanıcının
kafasına ayarlanabilir bir kask (Şekil-4 ) yardımı ile yerleştirilir. Sürüş komutları bu sayede elde
edilmektedir.
Projenin diğer deneysel kısmını ise tekerlekli sandalye üzerindeki gerçek çalışmalar
oluşuracaktır. Projede geliştirilecek yarı otonom sistem, kafa hareketlerinden gelen sinyal ile çevresel
ölçümlerini birleştirip, tekerlekli sandalyeye uygun komutları gönderecektir. Yönlendirme sinyalleri
uygun filtreler yardımıyla gürültüden arındırılacaktır. Bunun yanı sıra, her kafa hareketinin sürücü
komutu olarak anlaşılması doğru olmayacaktır. Dolayısıyla sistemin devreye alınması, devreden
çıkarılmasına yönelik kafa hareketleri de sisteme tanıtılmalıdır. Bu sebeple kafa üzerindeki 3 eksen
takımından alınan ölçümlerin, mimik tanıma algoritması yardımı ile, sistemi devreye alan, devreden
çıkaran, komutların işlenmeden tekerlekli sandalyeye iletilmesini sağlayan veya sürücüye destek olan
farklı modlar arasında geçiş sağlama amacıyla da kullanılmasına karar verilmiştir. Bu noktada, kafa
hareketlerini tekerlekli sandalyenin yönlendirilmesi dışındaki modları anlamlandırmak için çeşitli
işaretler (gesture) tanımlanmıştır. Örneğin “x ekseni etrafında saat yönünde yapılacak dairesel hareket
sistemi aktive eder”, “ters saat yönündeki dairesel hareket sistemi kapatır” gibi toplam 4 adet mimik
(gesture) kararlaştırılmıştır. Bu tanımlamaların algılanıp yorumlanması kısmında, hızlı fourier
dönüşümü, dinamik zaman bükme methodu, saklı markov modelleri (Cho vd., 2007; Yang vd., 2008)
yada kural tabanlı yaklaşımlar (Riad vd., 2014) gibi çeşitli yöntemler denenmektedir ve çalışmalar şu
anda dinamik zaman bükme metodu üzerine yoğunlaşmaktadır. Sistemin planlanan çalışma prensibi en
genel haliyle Şekil-5’te gösterilmiştir.

Projede yarı-otonom sistem için gerekli hesaplamaların yapılacağı birim olarak, üzerinde Robot
Operatin System (ROS) yüklenebilen, taşınabilir bir bilgisayar satın alınmıştır (Şekil-6). ROS, son
yıllarda robotik uygulamalar için standart haline gelen bir robot işletim sistemidir. Bu platformda yer
alan hazır kütüphaneler, veri okuma prosesini ve algoritma geliştirme sürecini hızlandırmaktadır.
Bunun yanında esnek mesajlaşma yapısı ve projeyi farklı programlama dilleri ile küçük parçacıklar
halinde geliştirebilme özellikleri de önemli faydalarını oluşturmaktadır. ROS hakkında daha ayrıntılı
bilgi (Quigley vd., 2009)’da bulunabilir.
Bahsedilen ROS bilgisayarının görevi, kendisine gelen kullanıcı komutları ve çevresel ölçüm
verilerini işleyerek lokal bir planlayıcı çalıştırmak, içerisinde yer alacak “yönelim planlama” ve “hız
planlama” modülleri yardımıyla açısal hız ve çizgisel hız komutlarını ROS paketleri olarak dışarıya
vermektir. Çevresel algılama için, Şekil-7’de gösterilen 2 temel algılayıcı ihtiyaç dahilinde
kullanılmaktadır, SICK firmasının LMS-151modelli LIDAR tarayıcı ve Banner firmasının QT500ULB
modelli ultrasonik algılayıcılarından gelen veriler, tekerlekli sandalye etrafında lokal bir harita
oluşturmak için kullanılmaktadır. Oluşturulan lokal haritalar ve kafa hareketlerinden gelen lokal hedef
bilgisi beraber değerlendirilmektedir. Değerlendirme sonucunda, tekerlekli sandalyeye “açısal hız” ve
“çizgisel hız” olarak 2 farklı referans sinyali gönderilmektedir. Projede global bir yörünge planlama
yapılmayacağından, tekerlekli sandalyenin global bir haritaya veya bu harita üzerinde kendini
konumlandırmasına ihtiyacı yoktur
Projede kullanılması planlanan tekerlekli sandalye ise, kendisine gelen ROS paketleriyle
harekete geçebilen modifiye edilmiş akülü bir sandalyedir (Şekil-8).
Yürütücünün doktora tezinde geliştirmiş olduğu lokal planlama metodu (Sezer ve Gökaşan,
2012a) bu proje esnasında daha da geliştirilmiştir ve farklı bir platformda kullanım alanı bulmuştur.
FGM metodu basit olarak, lokal hedef bilgisini, etrafındaki en güvenli boşluğun merkezine gidecek
açıyla, tehlike faktörüne göre ağırlıklandırıp birleştirerek bir yönelim referansı oluşturmaktadır. Diğer
metodlara göre daha güvenli yörüngelerle sonuçlanmakta, hareket kısıtlarını göz önüne alabilmekte ve
lokal minimum gibi problemlerden bağımsız olarak çalışmaktadır (Zohaib vd. 2013). Şekil 9’da,
FGM’nin tam otonom bir kara aracı üzerinde çalışırken ortaya çıkan gerçek bir örnek yörünge çıktısı
yer almaktadır. Burada mavi ile gösterilen noktalar gerçek engel ölçümleri, kırmızı bölge hedef ve
siyah kısım ise aracın yörüngesidir. Bu projede geliştirilen yeni engelden kaçma metodunda robotun
hareket denklemleri diferansiyel sürüşlü birl robota göre tekrar düzenlenmiş ve FGM’nin orijinal
halindeki gibi yalnızca dairesel engeller değil, örneğin koridorlar gibi çizgisel engeller için de sonuç
verecek yeni bir formülasyon ortaya konulmuştur. Ayrıca engellerin özelliklerinin bulunduğu işlenmiş
verilerle değil, doğrudan ham lazer verisi ile etraftaki boşluklar elde edilmiş ve metod buna göre revize
edilmiştir. Ham lazer verisi ile tespit edilen boşluklar ve genişliği en büyük olan boşluğun orta noktası
Şekil 1'de gösterilmiştir.
Kaynaklar :
[1] Sezer V., Gokasan M., 2012a. “A Novel Obstacle Avoidance Algorithm: ‘Follow the Gap Method’ ” Elsevier-Robotics and
Autonomous Systems, 60(9), 1123-1134.
[2] Cho, I. Y., Sunwoo J., Son Y. K., Oh M.H., Lee C.H. , 2007, “Development of a Single 3-Axis Accelerometer Sensor Based
Wearable Gesture Recognition Band”, Ubiquitous Intelligence and Computing , Springer Berlin Heidelberg, 4611, 43-52.
[3] Yang S., Iyengar S., Sastry S. Bajcsy P, Kuryloski P., 2008, Jafari R., “Distributed segmentation and classification of
human actions using a wearable motion sensor network”, Computer Vision and Pattern Recognition Workshops, 1-8.
[4] Riad M. A., Elminir K., H., Shohieb M. S., 2014 Hand Gesture Recognition System Based on a Geometric Model and Rule
Based Classifier, British Journal of Applied Science & Technology, 4(9), 1432-1445.
[5] Quigley M., Conley K., Gerkey B., Faust J., Foote T., Leibs J., Wheeler R., Ng Y. A., 2009, ROS: an open-source Robot
Operating System, ICRA workshop on open source software.
[6] Zohaib M., Pasha M., Riaz R.A., Javaid N., Ilahi M., Khan R.D., 2013, “Control Strategies for Mobile Robot With Obstacle
Avoidance”, Journal of Basic and Applied Scientific Research (JBASR), 3(4), 1027-1036.